20 Mayıs 2009 Çarşamba

BALIKÇIL

O öyle asil ve zarif bir hayvandır ki
Kendinde nice sırlar saklıdır.

Bir kere ahestedir. Ne korku ne hırs ne de telaş vardır Onda.
Kanatları dışındadır suyun, ayakları içinde. Gözleri dışındadır suyun, nasibi içinde ve bazen taa dibinde.
Islanmaz kanatları daldığı suyun içinde. Nerede yüzeceğini iyi bilir, nerede uçacağını.

Kanatlarını suyun içinde açarsa ıslanır ve bir daha uçamaz. O sadece nasibi bitince ve emeği ziyan olmaya başlayınca uçar.
Uçar gider başka mecralara. Taa uzaklara.

Şaşkın değildir asla ördek gibi. Av olmaz kolayca. Hep bilen bir ifadesi vardır.
Sudaki balığı ayakları ile sayar da aylar sonrasını hesaplayıp birden havalanır açlıktan kırılmadan önce.

Balıkçıl evladır pek çok balıkçıdan. Beklemez hiç bir zaman haybeye. Ziyan etmez israf hele hiç bilmez.
Olsa da altında varken binlerce, yediği anca birdir ya da iki iri tane.

Balıkçıl bir sırla kaplıdır. Üstüne sürdüğü ince bir yağ ile. Suda gezer ama ıslanmaz.

Balıkçıl tektir. Yalnızdır, çok yalnız. Görmezsin ikisini yüzerken bir yöne. Yolu belli, yeri belli, hali de senden benden hallice.

İnsan da böyledir, balıkçılları Ariftir. Yüzer bela denizinde ama ıslanmaz. Ondan nasip toplar daima, üzülmez neden bu balıklar suyun içinde diye. O bilir neyin nasip, neyin haram olduğunu.

O bir alamettir, işarettir, anlayanlar halini ona göre ayarlasın diye...

Hiç yorum yok:

Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin! Sevilmek istiyorsan,önce sevmeyi bileceksin! Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin! Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredeceksin!

Paylaş